UÇUCU YAĞLAR KONUSUNDA MEVZUAT HAZIRLANMALI ![]() Anadolu florası tıbbi bitkilerimiz açısından oldukça cömert. Bilhassa uçucu yağ bitkileri açısından oldukça bereketli bir coğrafyada yaşıyoruz. Ancak Anadolu bitkilerinin bir çoğunu öz yağlarını ithal ediyoruz. Sonra da dışarıdan gelen yağları, tağşiş denilen bir hile çoğaltma yoluna gidiyorlar. İşe baştan haramla başlanıyor. Hatta bazen bu yağların sadece şişeleri farklı oluyor. Esans katılıyor. Bari her yağa aynı esansı koymayın; kokularını benzetin. Tabii bunu ironi anlamında söylüyorum. Güle bakıyorsun gül kokmuyor, papatya papatya kokmuyor. Bu şekilde gözlemlediğim yağlar oldu. Papatya uçucu yağının renginin mavi olması gerektiğini geçtim kokusu olsa iyi. Yağın belirli bir tedavi etkisini görebilmek için mutlaka saf olması gerekir. Ülkemizde genelde maliyeti fazla olduğundan pahalı olan uçucu yağlardan birçoğu seyreltme yoluna gidiliyor. Bu yeni bir durum değildir. Osmanlı döneminde de bu anlamda hilelerin yapıldığı Derviş Mehmet’in Neşati Yağı adlı eserinde anlatılmaktadır. Bu kitapta o dönemde kullanılan bazı uçucu yağların saf hallerinin nasıl olması gerektiği anlatılır. Buradan hareketle saf olmayan ürünlerin de piyasada bulunduğunu varsayabiliriz. Saf uçucu yağlar oldukça pahalıdır. Sebebi bitkilerden az oranda elde edilebilmesidir. Fiyatları da dikkate alabilirsiniz. Ancak bu kez de seyreltilmiş ürünlerin yüksek fiyata satılma ihtimali var. Bu konuda bir mevzuatın olmayışı da bu istismarı körüklüyor. Mutlaka bir yasal düzenlemeye gidilmeli ve tağşiş kesinlikle yasaklanmalı. TSE gibi kurumlarımız artık uçucu ve sabit yağlara da mutlaka standart getirmeli. Üretilen ürünler de mutlaka bu standartlara uymalı. Cömert Anadolu topraklarımızın bitkileri hak ettiği değeri bulmalı. |
6088 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |