Şifa Çiçekleri Yetiştirelim I: Tıbbi papatya ve Züfaotu ![]() Bu yazımız Buğday Ekolojik Yaşam Rehberi'nin 8. sayısında yayımlanmıştır. Ulaşılması en güç olanın daha çok şifa vereceği düşünülür. Şifa öykülerindeki şifacının reçete ettiği iksiri hazırlamak için kullanılacak “şifalı ot”, hep dağ tepe aşılarak varılan o dağın zirvesindedir. Erişilmezi ararken, “yanı başlımızdaki kıymetlerin” farkında olamayız. Hâlbuki elde edilen şifa, “ulaşma çabası, bekleme sabrı” ile bitkinin yaşadığı alanın bereketini içermesinden geliyor. Uzaktaki şifayı evlerimize, balkonlarımıza, bahçelerimize getirebilmekse bizim elimizde. Bu hiç de zor değil. Sadece “bitkilerle empati yapma” şeklinde özetlenebilecek, bitkilerin isteklerini anlayıp, bu doğrultuda hazırlık yapabilmekte saklı. Bunun için daha önce hiç yetiştirme denemesi yapılmamış bir bitki ise, doğal yaşama alanının özelliklerini iyice gözlememiz gerekir. Yüksekliği, nasıl bir toprakta büyüdüğü, iklimsel özellikleri vb. hususları not etmemiz gerekir. Bu isteklerini dikkate almadığımızda yapacağımız iyi niyetli yetiştirme gayretlerimiz beyhude bir çaba olmaktan öteye geçemeyecektir. Balkon ve bahçelerimizde şifalı bitkiler yetiştirerek hem baharat, hem de şifa ihtiyacımızı karşılamış oluruz. Balkon ve bahçelerimizde kolayca yetiştirebileceğimiz iki bitkiyle bu yazı dizisine başlayalım. ZUFAOTU - Hyssopus officinalis Türkçe’de çördükotu olarak da bilinir. Mavimsi mor renkli ve uzun süre açan çiçekleri ile gözlerimize de hitap eden bir bitkidir. Ülkemizde doğal olarak yetişmesine rağmen yeterince tanınmayan bitkilerimizdendir. Çit bitkisi olarak değerlendirilebilir. Bal verici bir bitki olduğundan arıcılıkta da kullanılabilir. Tevrat ve İncil’de geçen kutsallık atfedilen bitkilerdendir. İbranice “ezop” ve Arapça “azzof – kutsal ot” kelimesinden geldiği rivayet edilir. Fransızca adı da (herbe sacré) “kutsal ot” anlamına gelmektedir. Bazı kaynaklarda mercanköşk diye tercüme edildiği görülür. Bu yanlış bir çeviridir. Beden ve ruhu temizlediğine inanılır. Hz. Davut’un, “Beni zufotu ile yıkayın ki pak olayım!” sözü kayıtlıdır. Yetiştirme özeti: Güneş alan bir ortamı sever. Toprak açısından çok seçici değildir. Tohumlarından yetişir. Mart ortasında veya Ağustos sonunda tohumları çimlendirme kaplarında çimlendirilir. İlk yapraklarını çıkarıp 5 cm kadar kendini koruyabilecek boya eriştiğinde toprağa 70 cm aralıklarla dikilir. Şifalı kısmı ve toplama zamanı: Çiçekli gövdesi tedavide kullanılır. Çiçeklenmenin başladığı çiçek ekseninden toplama yapılmalıdır. Çiçek açma zamanında, sabah erken ve akşamüzeri saatlerde toplanır. Toprak üstü kısmı kesilerek gölgede kurutulur. Şifası: Elde edilen özütü yurtdışında çeşitli sanayi dallarında kullanılır. Boğaz iltihapları, öksürük, akciğer, sindirim ve göğüs rahatsızlıkları, bağırsak hastalıkları ve adet düzensizliklerinde çay veya gargara şeklinde kullanılır. Haricen terletici, deri tahrişlerinde, ezilmelerde, donma tehlikesinde ve ayrıca tümörlerin tedavisinde kullanılır. Güçlü antiviral özelliği sayesinde HIV’e karşı önerilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda felçte de kullanılabileceği rapor edilmiştir. Yaprakları baharat olarak et ve ot yemeklerinde kullanılır. İtalya mutfağında balık yemeklerinin vazgeçilmezleri arasındadır. TIBBİ PAPATYA - Matricaria recutita Türkçe’de “mayıs papatyası, adi papatya, papatça, babuneç, babunç, kelkız, akbaba, akbulaç” isimleriyle bilinir. Osmanlıca kaynaklarda “babunç, babuneç” isimleriyle bilinir. Mayıs ayında çiçeklenmeye başladığı için “mayıs papatyası” adı verilmiştir. İspanyollar ‘küçük elma’; Yunanlar ‘yerelması’ adını verirler. Latince adı Matricaria recutita anne, rahim, yer elması anlamlarına gelir. (Mater: Anne, rahim / Chamai: Alçak, bodur, yer – Melon: Elma, ayva) Yetiştirme özeti: İyi bir gelişim için tam güneş alan, sıcak ve hafif nemli yerler ister. Yetiştiği iklim koşullarına uyum sağlasa da uçucu yağ oranında değişim görülmektedir. Kışı çok soğuk geçmeyen ılıman bölgelerde kışın da gelişimine devam edebilmektedir. Şifası: Öksürük, bronşit, sinüzit, soğuk algınlığı, ateş, ağız ve cilt enflamasyonları; yara ve yanık tedavisi; genital iltihaplanmalar, solunum yolu iltihaplanmaları, deri ve mukoza iltihapları ve alzheimer, sinir sistemine bağlı diyare, yorgunluk, gastrit, hemoroit, bacak ülserlerinde kullanılır. Nazım Tanrıkulu 06-09-2011 |
6682 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |